Rahmetli Necip Fazıl “Tarlaya tohum atmak toprağa taviz vermek değildir” şeklinde bu günlerde olup bitenleri özetleyen bir ifade kullanır ve bugün verilecek tavizlerin yarınlarda son derece fayda sağlayacak gelişmelere zemin oluşturacağını anlatmaya çalışırdı.
Son günlerde “Hükümetin İsrail ve Rusya ile ilgili attığı önemli adımları nasıl anlatmalı nasıl ifade etmeli ..? diye düşünürken bu durumu en güzel Üstad Necip Fazıl’ın ifadeleri ile hayata geçirmek gerektiğini düşündük.
Dış politikanın kendi dengeleri olduğunu dolayısı ile dış politikanın içeride iktidarda bir müddet daha kalmak adına iç politikaya kurban edilmesinin ne kadar anlamsız olduğunu son dönemlerde meydana gelen hadiseler dolayısı ile bir kez daha ve son derece net bir şekilde görmüş olduk.
Atalarımız “Kendi evinde rahat uyumak istiyorsan komşularının da mutlu olmasını sağla” şeklinde son derece anlamlı bir ifade kullanırlar ki bize göre de son derece önemli ve değerini yıllar geçse de kaybetmeyen müthiş bir ifadedir.
Bizimde sınırları içerisinde yaşamaya çalıştığımız bu zor coğrafyada Demokrasinin tam anlamı ile gelişmemesi ve bizden ayrılan ülkelerin çoğunlukta olduğu, her birinin başında 30-40 yıldır Kralların yaşadığı ülkelerin birbirleri ile olan husumetlerini diplomasi ile değil de kavga ile çözmek istemeleri işleri da ha da karıştırıyor.
Türkiye bize göre son derece anlamsız bir şekilde İsrail ile girdiği mücadele sonucu son dönemlerde oldukça sıkıntılı bir süreç yaşamak zorunda kaldı, İsrail ile kavga etmenin başta ABD olmak üzere dünyanın pek çok ülkesi ile savaşmak olduğu gerçeğini unutan siyasetçilerimiz bu kavgadan Türk milletine fayda gelmeyeceğini anladıklarında işler çoktan sarpa sarmış durumdaydı.
Türk Hükümetinin İsrail ile olan kavgası yurt içerisinde Savunmadan Turizme, daha açık bir ifade ile Eldivenden merdivene kadar bize dert olmaya başlayınca el altından “Bu kadar kavga yeter bu kavganın hiç birimize faydası yok” mesajları verilmeye başlanmıştı.
Geldiğimiz noktada Türkiye ile İsrail yıllar sonra yeniden anlaşma zemini bularak masaya oturdular her iki ülke de iç politikada kendilerini seçmen nezdinde sıkıntıya sokmayacak ifadelerden kaçınıp orta yolu bulmaya çalıştılar.
Biz burada hükümete muhalefet edip “Eskiden şöyle söylediniz, şimdi ne yapacaksınız, durumu nasıl geçiştireceksiniz..?” şeklinde kasaba siyaseti yapacak değiliz, Zira biliyoruz ki yapılan bu anlaşma yada anlaşmalar Türk milletinin faydasına olacaktır.
İsrail ile yapılan anlaşma dikkat edin Türkiye’de son derece olumlu bir hava estirdi böylesi durumlarda siyaseti kendi lehine çevirmede son derece usta olan Cumhurbaşkanı Erdoğan tam İsrail ile anlaşmanın tamamlandığı saatlerde Rusya lideri Putin’e de bir mektup yazarak Rusya ile olan ilişkileri de düzeltmek adına son derece önemli bir adım daha atmış oldu.
Geçmiş olayları şimdi kaşımanın kimseye faydası olduğunu sanmıyoruz, İsrail ile başlayan Mısır ve Suriye ile devam eden Rusya ile tavan yapan kavgalar sonucu başta Turizm olmak üzere pek çok sektörde iş yapan vatandaşlarımızın içler acısı durumu muhtemelen başta Cumhurbaşkanı Erdoğan olmak üzere bütün siyasetçileri bu noktaya doğru getirmiş olabilir.
Buraya kadar olup bitenlerden sonra Hükümetin dış politikada atması gereken son derece önemli adımlar olduğunu düşünüyoruz, Hepimiz biliriz ki hükümetler değişse de Devletlerin dış politikaları değişmez ,Tamamen Ülkelerin menfaatlerine dayalı olarak yapılması gereken Dış İşlerinde sık sık politika değişikliği yapmak yerine 50 yıllık yüz yıllık siyaset geliştirilmesi gerekmektedir.
Hükümet son günlerde İsrail ve Rusya konularında bize göre son derece önemli adımlar atmış ve Dış politikada doğru yolu bulmuştur, bu aşamadan sonra yapılması gereken Dış işleri bakanlığından siyaseti bir an önce ötelemek ve işini iyi bilen diplomatları Hariciyede görevlendirmek olmalıdır.
Başta İsrail ve Rusya ile ilgili atılan adımların Türkiye’yi önümüzdeki günlerde nasıl rahatlatacağını hep beraber yaşayıp göreceğiz, Önce kendi milletimizin rahatı ve güvenliğini sağlamak adına Hükümetin attığı adımları destekleyip bize göre son derece doğru olan bu siyasetin dış politika da süreklilik kazanması adına da hükümete yeni bir kredi açılmasın gerekli olduğunu da belirmek istiyoruz.