Geçtiğimiz yıl bu saatlerde yani 31 Mayıs 2019 Pazar günü saat 21.00 sıralarında yapılan yerel seçim sonuçlarını tüm Türkiye aşağı yukarı öğrenmiş, kazanan adaylar tebrikleri kabul ederken, partisi tarafından aday gösterilmeyen, gösterildiği halde diğer partinin adayı karşısında seçim kaybeden belediye başkanları da takip eden günlerde yapacakları devir teslim törenini kara kara düşünmeye başlamışlardı.

31 Mart 2019 tarihinde yapılan yerel seçimin üzerinden bugün itibarı ile tam bir yıl geçti. Partisi tarafından aday gösterilen ve seçimi yeniden kazanan belediye başkanları  Pazartesi günü sabah sanki hiç bir şey olmamış gibi gelip mesailerine başladılar.

O tarihte seçimi kazanan adaylar bir taraftan bir an önce seçim kurullarından mazbatayı alabilmek adına saatleri sayarken, diğer taraftan da belediye başkanı seçildiği halde beraber çalışacağı A takımı ile birlikte gelecek planlarını yapmaya başlamışlardı.

Yukarıda da belirttiğimiz gibi seçimin üzerinden tam bir yıl geçti. 2019-2024 belediye başkanlığı dönemini diğer dönemlerden ayıran temel özellik, 2014-2019 yılları arasında başkanlık yapan isimlerinin belediye kasalarını yeni yönetime tamtakır bırakmaları, üstüne üstlük bu ve bundan sonraki dönemi de ipotek altına aldırmalarıydı.

Bizim memlekette seçimden sonraki ilk 6 ay o seçim bölgesinde belediye başkanına oy versin, vermesin herkesin heyetler halinde belediye başkanını ziyaret etmesi, ederken de “Başkanım Allah biliyor ya sen kazanasın diye gece gündüz, çoluk çocuk seferber olduk” şeklindeki bildik pehlivan tefrikaları ile geçer gider.

Vatandaşın ve diğer protokolün ziyaretlerinin ardından bu kez de yeni seçilen başkan, yakın çevresine "Hadi bakalım biz de hayırlı olsuna gelenlere bir iade-i  ziyaret yapalım” dedikten sonra bir iki ay da öyle geçer.

Okuyucu yanlış anlaşılmasın biz hangi partiye mensup olurlarsa olsunlar büyükşehir belediye başkanlarını bu işin dışında tutuyoruz. Zira artık büyükşehir belediye başkanları hükmedici, tek karar verici bir noktada olduklarından, asıl zorda kalanların ilçe belediye başkanları olduklarını az çok herkes bilecektir.

31 Mart 2019 tarihinde seçilen ilçe belediye başkanları daha ilk haftada tam takır bir kasa ile baş başa kaldıklarını öğrenip bu durumdan daha uzun bir süre kurtuluş olmadığını görünce, başladılar yerleşim merkezlerindeki eş-dost-akraba ve esnaf ziyaretlerine.

Şimdi bir ilçe belediye başkanı çıkıp "Biz 31 Mart 209 tarihinde göreve geldiğimizde ilçemizin şu kadar sorunu vardı. Biz de gece gündüz demeden tüm imkanlarımızı seferber ederek var olan problemlerin şu kadarını çözüme kavuşturduk" diyemiyor. Zira içerisinde bulundukları koşullar bırakın yatırım yapmayı, çalıştırdıkları personelin maaşlarını bile zor karşılıyor.

Henüz şu an yaşadığımız Koronavirüs salgını başımıza bela olmamışken samimiyetine çok güvendiğimiz bi rkaç belediye başkanına "31 Mart 2020 geliyor. Türkiye’de gelenektir her belediye başkanı seçimin birinci yılında geçen 365 günün muhasebesini yapmak adına basın mensupları ile bir araya gelir, biz geldiğimizde şu kadar problem vardı şekkinde açıklama yapar. Siz ne yapacaksınız?" diye sormuştuk.

Sorumuzun muhatabı belediye başkanları "Vallahi durum kötü. Seçim öncesi böyle bir enkaz ile karşılaşacağımızı bilmediğimizden bir sürü partiliye vaade bulunduk. Fakat koltuğa oturunca içler acısı bir durum ile karşılaştık. Belediyeye gidemiyoruz, bol bol nikah kıyıyor, bir işyeri açılışı olsa, ya da şehir dışı bir toplantı olsa da belediyeden olabildiğince uzak kalabilsek” şeklinde cevap verince, işin doğrusu onlar adına biz de üzüldük.

İlçe belediyelerinin en büyük gelir kaynağı inşaatlar. Herhangi bir ilçe sınırları içerisinde bir proje başladığında, ilçe belediyesi önce inşaat ruhsat bedeli, hafriyat ruhsat bedeli, iskan bedeli, tadilat projesi bedeli ismi altında önemli miktarda harç alıyor ve belediyelerinde çalışanların ihtiyaçlarını karşıladıkları gibi bölgeye yatırım da yapabiliyorlardı.

Ülkenin kaldığı ekonomik sıkıntılar dolayısı ile artık büyük projeler ya da inşaatlar yok. Dolayısı ile belediyelerin harç alma imkanı da yok. İşte böylesi bir noktada İller Bankası’ndan gelen para ile çalışanların özlük haklarını karşılamaya çalışan ilçe belediyeleri,  bunun dışında var olan hiçbir sorunu çözemediler, çözecekleri de yok.

İşte söz konusu ilçe belediye  başkanları 31 Mart 2020 tarihinde ya da takip eden günlerde 1 yıllık icraatlarını nasıl anlatacaklarını kara kara düşünürlerden imdatlarına koronavirüs salgını yetişti. O andan itibaren her vatandaş gibi belediye başkanlarının da tek gündemi koronavirüs salgını oldu.
Böylelikle sevgili başkanlarımız da derin bir oh çekerek, “Bu yılı kurtardık, seneye Allah kerim” demeye başladılar.
Böylesi durumlar kimine kriz, kimine fırsat.

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol

banner51

banner34

banner38

banner57

banner33

banner37