14 Mayıs Pazar günü yapılacak olan Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekili Genel Seçimi öncesi siyasi partilerin aday adayları da nerede ise eksiksiz bir şekilde sahada kendilerini ve partilerini anlatmaya başlamış durumdalar.

Biz de siyasi partilere mensup aday adayları ile birlikte yaklaşık 15 gündür sahada bir taraftan diğer tarafa koşturup duruyoruz. Sabah erken saatlerde başlayan ziyaret trafiği gece yarılarına kadar, hatta sahur vaktine kadar devam ediyor.

Sahada her siyasi parti kendi propagandasını anlatmak adına aday adaylarının koşuşturmacası sırasında son derece ilginç görüntüler dikkat çekiyor. Partisini anlatmak, kendisini daha öne çıkartacak fikirleri anlatmak adına vatandaşın arasına giren siyasetçi için sahanın hiç de kolay olmadığını söylememiz gerekiyor.

Aday adayı partisini anlatabilmek adına kalabalıklar arasına girdiğinde bazen yüzlerce, binlerce insanla karşı karşıya kalabiliyor, elini uzatıyor. Seçmen de o andaki psikolojisine göre kendisine uzatılan eli bazen son derece sıkı bir şekilde, bazen de öylesine tutuyor.

Bir de siyasetçinin uzattığı ele kayıtsız kalan, elini uzatmayan ve siyasetçinin "Kardeşim oy vermeyeceksen verme ancak sana uzatılan eli tutmamak nedir?" diye sormak durumunda kalıyor.

Böyle bir olumsuzluğa biz de  birkaç kez denk geldik. Daha 30 yaşlarında muhtemelen bir üniversite bitirmiş ancak muhtemelen ilgi duymadığı ya da sevmediği bir parti geldiğinde muhatabına elini bile tutmaktan imtina etmek nasıl bir anlayıştır doğrusu merak ediyoruz.

Bizim karşıtlığa bir diyeceğimiz yok. Herkesin gönlünde bir siyasi parti olabilir. Vatandaş o siyasi partiyi çok sevebilir, sevdiği partinin iktidara gelmesi adına gece gündüz demeden mücadele de verebilir.

Ancak kendi partisi, kendi dünya görüşünü her platformda savunan birisinin, karşısındakinin dünya görüşüne de saygı duyması, onun da kendisi gibi partisini iktidar yapma arzusu olduğunu düşünmesi gerekiyor.

Sürekli belirtiyoruz seçimler gelir geçer. Dün başka bir siyasi fikir iktidardaydı, bugün başka bir siyasi parti yönetimde söz sahibi olabilir, yarın hiç kimsenin tahmin bile edemeyeceği bir dünya görüşüne mensup bir siyasi parti iş başına gelebilir.

Ancak bizim hayatımız çevremizdeki insanlar ile birlikte yaşadığımız zaman zarfında devam edecek. Hemen yanı başımızdaki komşularımızın düğünlerine, cenazelerine katılacağız, onlardan bir gece yarısı tuz ya da ekmek isteyeceğiz.

Sırf siyaset adına karşımızdakini ötekileştirmek, bunu yaparken de düşmanca bir davranış sergilemek, yaşadığımız bu yüzyılda hiç birimize herhangi bir kazanç sağlamaz.

Karşımızdakini sevmesek bile saygı duymak lazım.

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol

banner51

banner34

banner38

banner57

banner33

banner37