Sabah saatlerinde bir iş görüşmesi için D-100 Karayolu'nda araç kullanırken, trafik kontrolü yapılması adına tek şeritte ilerlerken görevli memurun ikazı üzerine aracı sağa çektik, dörtlü lambaları yaktık araçtan indik "-Buyurun memur bey" dedik.

Görevli memur "-Beyefendi radara girdiniz, işlemlerin yapılması için lütfen sürücü belgenizi veriniz" ricasında bulununca sürücü belgesini verdik. Memur "-Beyefendi 109 kilometre hız yapmışsınız, cezası bin 979 lira şimdiden hayırlı olsun, iyi yolculuklar dileriz" dedikten ve bilgisayardan aldığı çıktıya imzamızı attırdıktan sonra bizi uğurladı.

İşimiz acele. Araca bindikten sonra yolumuza devam ettik, randevumuza yetiştik. Biraz rahata erdikten sonra yediğimiz trafik cezasını sosyal medyadan paylaştık. Paylaştıktan sonra da bugüne dek olmadığı kadar telefon trafiği ile karşı karşıya kaldık.

Vatandaş sanki bizim böyle bir ceza yememizi ve yedikten sonra da bu durumu kamuoyu ile paylaşmamızı bekliyormuş. Saatler süren telefon görüşmeleri sırasında yüzlerce tanıdığımız kendilerinin de maruz kaldığı trafik cezalarını anlattı durdu.

Normal şartlarda başta biz olmak üzere araç sürücülerine düşen görev trafik kurallarına harfiyen uymak, belirtilen hız limitini de geçmemektir ki biz de elimizden geldiği kadar yanlış yapmamaya çalışırız.

Bizi tanıyanlar emniyet kemeri takmadan sürücü koltuğunda biz olalım, olmayalım kemer taktırmadan bir dakika bile araç kullanmadığımızı bilir. Trafikte kolay kolay korna çalmayız, trafik ışıklarına kesinlikle uyarız.

Trafikte şehirler arasında yol alırken de işaretlere dikkat ederiz. Hız limitleri ile ilgili tabelada hangi rakamlar varsa o rakamların üzerine çıkmayı asla düşünmeyiz.

Ancak bu sefer bizim de düşünmediğimiz bir sırada 70 kilometre ile gidilmesi gereken yerde 109 kilometre ile araç kullanmışız. Normal şartlarda otoyolda bile olsa 120 kilometrenin üzerine pek çıkmayan bir sürücü olarak ceza yediğimiz yolda nasıl hata yaptık anlamakta güçlük çekiyoruz.

Sözünü ettiğimiz ilgili alanda belli bir süre hız limiti yokken bir anda 70 kilometre, 80 kilometre gösteren tabelalar ile karşı karşıya kalındığında zaten hızı bir anda ilgili rakam düzeyine indirme şansımız yok. Zaten o an her şey bitmiş oluyor.

Bizim de karşı karşıya kaldığımız bin 979 liralık son derece fazla ceza muhtemelen caydırıcı olsun diye kesilmiş olabilir. Biz bir daha o yoldan kolay kolay geçebileceğimizi sanmıyoruz ancak işi gereği hemen her gün o yoldan geçmek zorunda kalan sürücülerin, sözünü ettiğimiz noktadan ceza yemeden geçmesi nerede ise mümkün değil.

Devletin içerisinde bulunduğu zorluğu bu kadar fazla ve bir o kadar da anormal cezalar ile karşılaması bize son derece saçma bir fikir geliyor. Ancak Türkiye’nin 81 il merkezi sınırları içerisinde kesilen cezaları da topladığımızda kendi kendimize "-Acaba söylenenler doğru mu?" sorusu takılıyor.

Çaresiz bin 979 lira trafik cezasını ödeyeceğiz. Trafik cezası ile birlikte artık can yakan kasko bedelini, trafik sigortası bedelini, MTV’yi ve araçla ilgili sayısını bile unuttuğumuz vergileri de mecburen ödeyeceğiz.

Bir de son zamlarla birlikte artık dayanılmaz rakamlara çıkan araç muayene istasyon ücretini.

Ondan sonra da bu günümüze de şükür diyeceğiz.

Allah kabul etsin.

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol

banner51

banner34

banner38

banner57

banner33

banner37