Son dönemlerde herkesi hayatından bıktıran özellikle sürücüleri perişan eden trafik sorunu ile ilgili yöneticilerin sorunu ıskalamaları bugünlerde ise işi oluruna bırakmaları bundan sonrası için de endişeli bir bekleyişe yol açıyor.


Türkiye nüfusunun nerede ise yarısının belki de yarısından fazlasının kümelendiği Marmara bölgesinde bulunan şehirlerin nerede ise tamamında trafik felç, Marmara bölgesinin herhangi bir yerleşim merkezine gideceğinizde muhatabınıza “şu saatte sende olacağım” şeklindeki ifadeniz artık hiçbir anlam ifade etmiyor sadece ve sadece temennilerde kalıyor.

Özellikle bizimde sınırları içerisinde yaşadığımız Kocaeli’de trafik artık vatandaşlara çile çektiren hayatı zinden eden vatandaşların sinir sistemini yerle bir eden olumsuzluk olarak yerini almış ve bulunduğu yerden de kolay kolay ayrılmaya niyetli görünmüyor.

Kocaeli’nin İstanbul’a açılan kapısı Çayırova’dan, Sakarya ile sınır olan Kartepe’ye kadar istisnasız hangi yerleşim merkezine ulaşmaya çalışırsanız çalışın çok büyük bir ihtimal ile bunu başaramayacaksınız herhangi bir ilçe merkezinin girişinde başlayan tıkanıklık sayesinde zor zamanlar geçirmeye başlarsınız.

Kocaeli’de var olan trafik sıkışıklığının hesabının tamamını belediye başkanlarından sormak elbette ki biraz insafsızlık olur ancak yerel yönetimlerinde şehir trafiğinin uzun yıllar sorun yaşamaması adına yapacağı çok önemli çalışmalar var ve bu çalışmalar maalesef belediye başkanlarının eksik öngörüsü Kocaeli trafiğini bugünlerde içinden çıkılamaz bir hale getirdi.

Şu an Kocaeli’de var olan belediye başkanlarının tamamı AK Partili üstelik Büyükşehir belediye başkanı İbrahim Karaosmanoğlu dahil çok sayıda belediye başkanı da ikinci hatta üçüncü dönem başkanlık yapıyor ve bu siyasetçilerin başkanlık yaptığı yerleşim merkezleri başkanların gözlerinin önünde iyiye yada kötüye gidiyor.

Son dönemlerde hemen her belediyenin bünyesinde “Şehir Planlamacıları” bulunuyor ve bu şehir planlama ekibi bir yöneticinin talimatları ile yönettikleri şehrin 20 yıl 30 yıl 40 yıl 50 yıl sonrasını hesap ediyor. Gelişecek olumlu ya da olumsuz şartların kendi şehirlerini ne şekilde etkileyeceğinin hesabını yapıyorlar diye düşünüyoruz.
Ancak görünen o ki yerel yönetimlerin bünyesindeki şehir planlamacılar ya işlerine tam olarak odaklanamamışlar yada Türkiye’de beşikten mezara kadar herkesi sarıp sarmalayan siyasetin etkisinden kurtulamamışlar.

Burada kısmen haklı olarak belediye bünyesinde görev yapan “Bürokrat şehir planlamacıları” itiraz edecek  ve “Biz ne yapalım neticede biz memuruz, her ne kadar şehrin imarı ile ilgili olup bitenlere gönlümüz razı olmuyorsa da tepeden gelen siyasi talimatlara uymaktan başka çare bulamıyoruz, zira siyaseten gelen talepleri yanlış bile olsa uygulamadığımızda bulunduğumuz görevden alınmamız söz konusu oluyor” diye görüş bildiriyorlar.

İşte uzağı göremeyen siyasetçilere “aman koltuğumdan olurum” diye doğruları söylemekten imtina eden Bürokratlarda ayak uydurup “Benden sonrası tufan” mantığı ile hareket ettiklerinden olsa gerek şu an yerleşim merkezlerindeki caddelerde bırakın araç kullanmayı bir adım bile atmanın zor olduğu günleri yaşıyoruz.

Trafik tam olarak büyük sıkıntılar ile karşı karşıya, ancak hiç değilse yarınların kurtarılması adına Büyükşehir Belediye başkanının başkanlığında ilçe belediye başkanları trafik için daha somut öneriler sunmalı, yerleşim merkezlerinde şartları da zorlayarak trafiği rahatlatacak fikirleri hayata geçirmelidirler.

Aksi takdirde gelecek nesiller şu an iş başında bulunan yerel yöneticileri kesinlikle hayır ile yad etmeyecek ve o gün yaşanacak daha büyük sıkıntıların kaynağının da bu günkü yöneticiler olduğunu bulundukları her platformda seslendirmekten çekinmeyeceklerdir.