Geçtiğimiz hafta başrolünü usta sanatçı Ercan Kesal’ın oynadığı ve bir siyasi partiden belediye başkan adayı olabilmek adına, mesleği doktorluk olan bir kişinin verdiği mücadelenin anlatıldığı 'Nasipse Adayız' isimli sinema filmini seyrettik.
Hatırlatmakta fayda var Nasipse Adayız, İstanbul'da bir ilçenin belediye başkanlığına aday olmak isteyen bir adamın yaşadıklarına odaklanıyor. Doktor Kemal Güner, İstanbul'da bir ilçenin belediye başkanlığına aday olmaya karar verir.
Bunun için vakit kaybetmeden çalışmalara başlayan Güner, delice bir koşuşturmanın içine girer. Bir Numara'nın gözüne girip aday olmayı başarabilmek için her yolu deneyen Güner, heyecanla adaylığının açıklanacağı geceyi beklemeye başlar. Ancak büyük gün gelip çattığında beklenmedik olaylarla karşı karşıya kalır.
Biz kendimizi bildik bileli yerel seçimi her zaman genel seçimden daha zor olarak biliriz. Her ne kadar genel seçimde aday olacaklar ile ilgili birkaç partide ön seçim için sandık koyulsa da, neticede milletvekili adayları tamamen var olan siyasi partinin genel merkezi tarafından belirlendiği için, açıklanan liste sonrası ilk anda biraz maraza çıksa da "-Aman genel merkez ile aram bozulmasın, parti iktidara geliyor vekil seçilemezsek bir tarafta bürokrat olarak vatana hizmet ederiz" anlayışı ile günler içerisinde ortalık sütliman haline gelir.
İş yerel seçime gelince aday olmak isteyenler 4-5 aşamalı son derece zor engelleri aşmak zorunda kalırlar ki, bu da hiç kolay bir mesele değildir.
Bir siyasi partiden belediye başkan adayı ya da meclis üyesi adayı olmak isteyen siyasetçi, bu fikrini önce partisinin belde ya da ilçe teşkilatında kendisine yakın gördüğü bir parti yöneticisine açar.
İlçe yöneticisi bu durumu en kısa zamanda ilçe başkanına iletir, iletirken de var olan diğer aday adayları arasından en başarılı olacak olanın kendisine yakın gördüğü kişi olarak not düşer.
Söz konusu yerleşim merkezinde başkan adaylığı için bir aday varsa pek sorun çıkmaz ancak iki ya da daha fazla adayın bulunduğu bir süreçte yapılan diplomasi Birleşmiş Milletler'de yapılanlara taş çıkartacak cinsten olur.
Sonrası il yönetiminin olurunun alınmasına kadar gider. İl yönetimini ikna etmek adına günler süren benden daha iyi aday yoktur faaliyeti genellikle başarı ile sonuçlansa da olumsuzlukların da yaşandığı dönemler de vardır.
Bir de nüfusları ve jeopolitik durumları dolayısı ilçe olmalarına rağmen şehir statüsünde görülen milyon nüfuslu yerleşim merkezleri vardır ki, bu merkezler için yerel yöneticilerden daha çok, parti genel merkezlerindeki milletvekilleri arasındaki mücadele adayın kim olacağını ortaya çıkartır.
Yerel seçimde bırakın belediye başkan adaylığını, belediye meclis üyeliği için verilen kavgalar ile sinema filmleri yapılabilir. Özellikle söz konusu büyük nüfuslu ilçe merkezlerinde kazanılacak bir meclis üyeliğinin en az bir belediye başkanlığı kadar önemli olduğu gerçeği göz önünde iken, bu uğurda verilen kavgalarında normal karşılanması gerekmektedir.
31 Mart 2024 tarihinde yapılacak yerel seçim öncesi anlatmaya çalıştığımız hadiseler belirttiğimiz gibi çok adaylı yerleşim merkezlerinin nerede ise tamamında 7/24 yaşanmaya devam ediyor.
Söz konusu beklentinin tamamlanacağı süreç bilindiği gibi partiler tarafından teslim edilen listelerin YSK tarafından ilan edildiği güne kadar devam eder.
O zamana kadar adayların kabir azabı çekeceklerini söylemekte bir sıkıntı olmayacağı da zaten herkes tarafından biliniyor.