Büyüklerimiz, eli öpülesi büyüklerimiz yola çıktıklarını iyi seçer, yolda bulduklarını, arkadan gelenlerin ayağına takılmasın diye kaldırır bir kenara koyarlardı. 
Arkadan gelenler, belki bir hastaya şifa veren doktoru, belki bir anaya müjde veren mektubu, belki hasret ve özlemle yanıp sönen iki gözün mendili, belki yeniden doğuşun, yeniden dirilişin muştusudur. 
O yüzden yolda kutsaldır, yolcuda. Yol yolcusuz, yolcu yolsuz öksüz ve yetim kalır.
           
Yol ve yolcu onun için bizim kültürümüzde, bizim inancımızda bizim medeniyet anlayışımızda çok önemlidir. Yeter ki yolun istikameti doğru olsun, yolcu rehberine sadık kalsın. 
Çünkü rehberine sadık kalanları ancak menziline ulaştırır yol. Yeter ki yola çıkanlar hakikate ulaşmak, dertlere şifa olmak, menzile varmak için, yoldan çıkmasın, dualarıyla, gözyaşları ile yollarını gözleyenler arasında gönül köprüleri inşa etmeyi hiçbir zaman unutmasınlar. Biz yolcuya değil girdiği yola bakarak yolcuyu tanırız.
                
Bu güne kadar, evleri evlere, köyleri kasabalara, kasabaları şehirlere, şehirleri ülkelere, ülkeleri kıtalara, denizden, karadan ve havadan bağlayanlar, arkadan gelenlerin ayağına en küçük bir taş değmesin diye geceleri gündüz eyleyenler elbette yolu da bilir yolcuyu da bilir. 
İki ayrı kıtayı dünyanın en büyük köprüleri ile birleştirenler, iki ayrı gönül arasında muhabbet köprüleri kuramazlar mı? 
Sevgi, hoşgörü ve merhamet ikliminden beslenenler, âlemi berzahtan kıyamete kadar menzili bulunan bu yolda bulundukları sürece gönülleri imar etmeden şehirleri, şehirleri imar etmeden ülkeleri imar edemeyeceklerini elbette ki çok iyi bilirler.
            
Biz insanların yaptıklarına bakarak, yapacaklarını biliriz. “Halka hizmeti, hakka hizmet “ olarak kabul eden, yürüdüğü her yolda elindeki imkânları yolunu gözleyenler, yol gözleyenler için derin bir vecd ve aşkla nasıl kullandığını biliriz. 
Cennet kokan ülkemin her dağında, ovasında, havasında, suyunda, aşk ile dökülen alın terinin kokusu buram buram hala taze kokuyor. 
Yaptığın yollarla köprülerle, sadece iki yakayı bir birine bağlamadın, bizi kardeşlerimize, kardeşlerimizi bize daha yaklaştırdın, uzakları yakın ayrılıkları uzak eyledin.
           
Bu yol çok dikenli ama gül kokusu var. 
Yol meşakkatli ama ucunda huzur kapısı var. 
Bu yol kutlu bir yol, milyonlarca semaya açılan avuçların duasında buluşan bir yol. 
Yolun açık yoldaşın Ebubekir Sıddık olsun. 

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol

banner51

banner34

banner38

banner57

banner33

banner37