Önceki gün TBMM’de yapılan görüşmelerde kendisine yapılan saldırı sonucu ölümden dönem İYİ Parti Trabzon Milletvekili Hüseyin Örs’ün durumu ile şaşkına dönerken, dün akşam saatlerinde Yenilik Partisi Genel Başkanı Öztürk Yılmaz’ın kendisini ziyarete gelen birisi tarafından bıçaklanması şaşkınlığımızı en üst noktaya çıkarmış oldu.

Aslında Edirne’den, Kars’a kadar olan sınırlarımız içerisinde siyasetteki gerginlikten kaynaklanan yüzlerce, binlerce hadise meydana geliyor. İlçe belediye meclislerinde, il genel meclislerinde, Büyükşehir belediye meclislerinde nerede ise kavgasız gürültüsüz bir oturum yok gibi.

Sözünü ettiğimiz kavgalar medya kuruluşlarında belli belirsiz yer aldıklarından hepimizi büyük hayretler içerisinde bırakmıyor ancak bir gün ara ile TBMM’de görev yapmış milletvekilleri öldürme kastı ile saldırıya uğrayınca tüm memleket Ne oluyoruz? sorusunu daha yüksek bir tonda seslendirmeye başladı.

Bir gün ara ile meydana gelen bu saldırıların bir anda kesileceğini beklemek biraz iyi niyetlilik olur.

Türkiye’yi bir baştan bir başa kuşatan marketler etrafında başlayan tartışma ve o tartışma sonrası devam eden saldırılar zaten yaklaşmakta olan fırtınanın habercisi durumundaydı.

Birkaç kez daha belirtmiştik Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimlerine en fazla 6 ay kaldı. Önümüzdeki bu 6 ay içerisinde siyasetten kaynaklanan hangi kavgaları göreceğiz Allah bilir.

Bizim memlekette siyasetçilerin bir türlü bitip tükenmeyen kavgalarının bizi hangi noktalara getirdiğini birebir yaşayan milyonlar var. TBMM’de güzel güzel konuşup her görüşten fikirleri dinlemek, dinledikten sonra da orta yolu bulmak varken maalesef hepimizin içini karartan olaylar ile karşı karşıya kalıyoruz.

İçerisinde bulunduğumuz bu sarmaldan ne şekilde çıkacağımız belli siyasi partilerin genel merkezlerinin atacağı adımlar bizi şu an karşı karşıya kaldığımız gergin ortamdan çok kısa bir zamanda çıkartabilir.

Ancak siyaset mekanizmasının var olan bu gerginlikten çıkmak gibi bir derdinin olmadığı da hissediliyor. Var olan gerginlikten faydalanma sonrada o faydadan siyaseten istifade etmek gibi hepimizi derinden yaralayan zor bir süreci yaşıyoruz.

Seçmenin oyları ile seçilerek TBMM’de kanun yapmak adına çaba gösteren milletvekillerine öldürmek amacı ile saldırmak, TBMM’de görev yapmış bir siyasi parti genel başkanını bıçaklamak nasıl bir akıl tutulmasıdır merak ediyoruz.

Türkiye içerisinde bulunduğumuz bu gerginlik atmosferinden bir an önce sıyrılmalıdır. Şu ana kadar ne olduysa oldu. Bu saat itibarı ile siyasetçiler şapkalarını önlerine koyup var olan kavga ortamından çıkmak adına siyaseten yapılması gereken ne varsa tamamını uygulamaya koymalıdırlar.

Fikirlerin ortaya konulmasından korkmamak gerek neticede her siyasetçi seçmenin taleplerini kamuoyuna aktarmak aktardıktan sonra da çözüm bulmak adına mücadele ediyor.

Halkın sorunlarını dile getirmek adına güzel güzel konuşmak varken kavga etmek olsa olsa üçüncü dünya ülkelerine has bir davranış şekli olsa gerek.

Halbuki bizim talep ettiğimiz kavganın, gürültünün olmadığı bir dünya.

Aklımızı başımıza almaktan başka çare yok.