Bu nereden mi aklıma geldi dün gece sokağın köşesini dönerken köşeye atılmış bir yığın kitap gördüm. Bir kısmı Fetullah gülenin yazdığı kitaplar ama arada Safahat, Osmanlı tarihi gibi kitapları görünce birden otuz beş yıl öncesine gittim.
Bu ne biçim bir korku milli şairimizin kitabını bile sokağa attıracak kadar tehlikeli bir durum. Korku ve dehşetin boyutu ne derecede anlamak mümkün değil.
Bütün anılarım tazelendi birden. Ayaklarından ellerinden duvarlara asılmış insanlar. Falakalar, demir işkence aletleri. Çok zalimlik izledim. Çok anlatmayacağım.
İşkenceciler esmer insanlardı. Bayağı tenleri esmerdi. Birisi Bülent. Belki takma ismi. Yüzlerinde insanlık yoktu. Uyuşturucu almış insanlar gibiydiler. Askerlerden sorgucu yoktu. Askerler işin bu kısmına karışmıyorlardı.
Bu gün sokakta görsem tanırım. Şeytan gibi cani zalim suratları vardı.
Şimdi çoluk çocuk ekrana çıkmış darbe anlatmaya çalışıyor. Darbe böyle bir şeydi. Öyle altına yatılacak tank, üstüne gidilecek kurşun yoktu.
Silahları alınabilecek asker yoktu. Basıyordu mermiyi on metreden. Polis yoktu.
Televizyon yoktu. Cep telefonu yoktu. Neredeyse ruhsatlı silah yoktu. Araba yoktu yollara dizilecek. Yardıma çağıracak arkadaş yoktu, yoktu, yoktu.
Çok işkenceler izlettiler bana. Bak lan! Diyordu elindeki kitabı suratıma çarparak. Vatan haini bunlar yasak yayın okuyorlar.
Hakaretler, küfürler, işkence zulüm gırla gidiyordu. Kitap okuyor musun lan dedi evet dedim korkuyla. Elinin tersiyle suratıma çarptı. Burnum kanadı kan gömleğime bulaştı ve o şerefsizler kanlı gömleğimi anneme gönderdiler.
Böyle karaktersizlik namussuzluk vardı. Otuz gün sonra …
Sen! Sen! Sen! Gel.
Sen de gel lan! dedi bana bakarak. Yorulmuşum, yıpranmışım, yılmışım, sindirilmişim, zayıflamışım. Zerre kadar korku yok.
Korkusuzluğum, cesaretim ülkücü bir adamdan kaynaklanıyor.
Evlat dedi omuzlarımdan tutup akaidin dışında ölümden ötesi yok. Sarsarak sakın korkma ölümden ötesi yok. Her şeyi gördün dedi. Ben sadece ölümden ötesi yok lafını beğendim. Eni sonu ölüm işte dedim. Bugün olmuş ölümden zerre kadar korkmam.
Sarı bir teksir kâğıdı. Yetmiş beş gün takibat altındasın. Her sabah gelip imza atacaksın.
Kimseyle bir şey konuşmayacaksın. Çağrıldığında geleceksin falan filan.
Bana masal anlatmayın. Darbe böyle bir şeydi. Seksen doğumlular siz yaşamadınız.