01 Kasım 2015 tarihinde yapılan Genel seçimde 07 Haziran tarihinde kazandığı milletvekilinin yarısını kaybeden MHP’de seçim sonrası partililer tarafından başlatılan “Kurultay istiyoruz “talebi Genel merkezin bütün engellemelerine rağmen Ankara 12. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin verdiği karar ile yerine gelmiş oldu.

Bir düşünürün “Demokrasi dediğiniz sadece istediklerinizi iş başına getirmek değildir, İş başına getirdiklerinizi bulundukları yerden götürebilmektir” şeklindeki ifadesini henüz keşfedince Türkiye’de demokrasinin hiçbir kurumda yerleşmediğine bir kez daha şahit olduk.

Rahmetli Alparslan Türkeş’in hayatını kaybettiği 1997 yılından itibaren MHP’nin başında bulunan Devlet Bahçeli girdiği hemen her seçimden başarısız çıkmasına rağmen seçimler sonunda etrafındaki ekibi değiştirerek bugüne kadar gelmiş oldu.

MHP gibi son derece dinamik bir kurumu adeta hareketsiz bırakan, MHP’yi iktidar umudu olmaktan çıkartan perde önünde iktidarda bulunan AK Parti’ye karşı muhalefet yaparken perde arkasında her sıkıştığı anda AK Partinin önünü açan Devlet Bahçeli Türkiye’de var olan seçmen bir tarafa partililer tarafından da “umutsuz vaka” olarak değerlendirilmeye başlandı.

Hafta sonu Mahkeme MHP’nin Kurultay yapmasına imkan tanıyan kararı verince MHP artık o andan itibaren yeni bir sürece doğru yol almaya başladı, Sırf bir gün daha iktidarda kalmak adına parti içerisinde yıllar yılı başta milletvekilliği olmak üzere çok sayıda önemli görevlerde bulunan ve “Kurultay isteyen” isimleri olmadık kalıpların içerisine sokan Genel merkez için artık geriye sayım başlamış durumda.

Türkiye’nin içerisinde bulunduğu sıkıntılardan kurtulmasının tek çaresinin yeni bir hükümet ile olacağını anlayan ve iktidara en yakın parti olarak MHP’yi gören Türk milleti Devlet Bahçeli’nin iktidar olmak gibi bir derdinin olmadığını da yıllar önce anladığından AK Partiyi ister istemez alternatifsiz görüyor.

İşte meseleye bu açıdan bakınca iktidar alternatifi bir MHP arzulayan seçmen için mahkemenin aldığı Kurultay kararı hem partililer hem de seçmenler için yeni bir umut kapısı olarak açılmış vaziyettedir.

Şu kısa dönemde ismi MHP Genel başkanlığı için geçen isimlerin yurt çapında yaptıkları ziyaretler bile seçmenin MHP’yi nasıl özlediğinin ve MHP’nin biraz hareketlendiği zaman toplum için nasıl umut olacağının da en büyük göstergesidir.

Yapılacak olan Kurultayda kimin aday olacağı yada kimin kazanacağı asla önemli değildir, Nerede ise 20 yıl sonra yorulmuş ve artık topluma vereceği hiçbir şeyi kalmamış bir genel merkez yönetiminden kurtulma şansını yakalayan Ülkücüler  bu şansı iyi kullanmak ve iktidar yolunu açacak yapılanmayı hayata geçirecek çalışmayı yakalayacak noktaya gelmiştir.

MHP Kurultaya şu aşamada 4-5 adaylı bir şekilde hazırlanıyor, Kurultay gününe kadar hangi isim diğer aday lehine çekilir, yada çekilmez gibi soruların cevabı da bu süre zarfında ortaya çıkacaktır.

Biz MHP’nin Seçimli Tüzük Kurultayının ramazan ayı gelmeden yani mayıs ayı içerisinde eğer olabiliyorsa 19 Mayıs tarihinde Ankara yerine Samsun ilimizde yapılmasının son derece anlamlı olacağını ve yapılabildiği takdirde Türk milletinin yeniden şahlanışına vesile olacağını düşünüyoruz.

MHP mahkemenin aldığı karar ile üzerindeki ölü toprağını atmıştır, Mahkeme kararının Kurultay kararı almasından sonra partililerin yüzlerinde beliren tebessüm herkesin yeniden yollara düşerek Ülkücü iktidar için çalışmaya başlanacağının da işaretidir.

MHP Genel merkezi için artık yolun sonu gelmiştir, Genel merkez Kurultay ile ilgili daha fazla ayak sürümemeli ve Kurultayın bir düğün havasında geçebilmesi için en azından tavrının olumlu olduğunu kamuoyuna hissettirmelidir.

Aksi takdire bu kadar yıldan sonra Genel merkez Ülkücü hareketin nefretini kazanmaktan başka bir iş yapmış olmayacaktır, Nerede ise 20 yıldır bu ekibi iş başında tutan Ülkücülerin “artık gidin” şeklindeki talebi de Genel merkez tarafından olumlu bir şekilde karşılanmalıdır ki ortaya nefret tohumları saçılmasın.