Türk Ocağı'nda bu haftaki konu entübe ve yoğun bakım sürecinde yaşananlar

Covid-19 isimli koronavirüs mikrobu ülkemize gelmeden önce virüs hakkında söyleşiler düzenleyerek alınması gereken tedbirler konusunda Şubat ve Mart aylarında yoğun bir şekilde kamuoyunu bilgilendiren Türk Ocağı'nın bu hafta ki söyleşisinde entübe ve yoğun bakım sürecinde yaşananlar ele alındı.

Yavuz ERCAN
Yavuz ERCAN
22 Ağustos 2020 Cumartesi 22:07
Türk Ocağı'nda bu haftaki konu entübe ve yoğun bakım sürecinde yaşananlar

Covid-19 isimli koronavirüs mikrobu ülkemize gelmeden önce virüs hakkında söyleşiler düzenleyerek alınması gereken tedbirler konusunda Şubat ve Mart aylarında yoğun bir şekilde kamuoyunu bilgilendiren Türk Ocağı'nın bu hafta ki söyleşisinde entübe ve yoğun bakım sürecinde yaşananlar ele alındı.

Türk Ocakları Kocaeli Şube Başkanı Yücel Alpay Demir'in ev sahipliğinde düzenlenen programa Aydınlar Ocağı Başkanı Süleyman Pekin, Türk Haber Sen Şube Başkanı Yasin Pazar ve Türk Ocaklılar katıldı.

Konuşmacı olarak Nisan ayında covid-19 mikrobunun bulaşması nedeniyle Derince Devlet Hastanesi'nde yaklaşık 16 gün gün yoğun bakım, 13 gün de serviste olmak üzere toplam 29 gün tedavi görerek sağlığına kavuşan Alper Alyılmaz oldu.

DEMİR: MAALESEF DURUMGÜN GEÇTİKÇE CİDDİYETİNİ ARTIRIYOR

Maske mesafe ve hijyen kurallarına uygun olarak açık havada düzenlenen program öncesi konuşan şube başkanı Demir; "Maalesef durum gün geçtikçe ciddiyetini arttırıyor. Biz de daha önce konu ile ilgili uzman doktorlarımızdan faydalanmış, kamuoyunu bilgilendirmiştik. Ancak bugün gelinen noktada bulaş sayısının ve entübe olan hasta sayısının artması, maske kullanımının istenilen seviyede olmaması, toplu eğlencelerin eskisi gibi yapılmaya çalışılması bizi çözüm arayışına sevk etti. 

Biz de basında, sosyal medyada ve televizyonlarda sürekli vatandaşlarımızı bilgilendiren doktorlarımızın uyarısına alışıldığını düşünerek bu hastalığa yakalanmış, yoğun bakımda yaşam savaşı vermiş ve nefes alabilmenin kıymetini bilen birinin uyarılarının daha dikkate alınacağını düşünerek, Alper Alyılmaz beyi davet ettik. Davetimizi kabul ederek bizleri ve basınımız aracılığı ile vatandaşlarımızı bilgilendirmek için davetimizi kabul ettiği için kendisine teşekkür ediyorum" dedi.

ALYILMAZ: BU VİRÜSTEN KORUNMAK İÇİN
NE YAPIYORSANIZ, 5 KATINI DAHA YAPIN

"Zamansız esen bir rüzgardan etkilenerek dalından düşen veya sararan bir yaprak gibiyiz. Hayatın diğer adı nefesdir ve her gün biraz daha azalan bir nefesle hayata tutunmaya çalışıyoruz" diyen Alper Alyılmaz sözlerine şöyle devam etti:

Her şey bir şaka gibiydi, etrafımda görünmeyen bir düşman varmış, o tertemiz havayı solumama engel oluyordu. Hadi oradan canım maskemi taktım, ellerimi yıkadım, herkesten de uzak duruyorum. Derken meğer çoktan içime girmişti ve 29 gün sürecek bir yaşam mücadelesinin startını çoktan vermişti.

Önce herkesten tecrit edildim. Sevdiklerimin yüzüne hasret kaldım, sadece telefonla seslerini duyabildim. Hatta telefonla konuşacak takatimin olmadığı zamanlar oldu. Nefes almam zorlaşıyor, kalp atışlarım yavaşlıyor, içimi kaplayan bir hüzün ve umutsuzluk git gide her yanımı sarıyordu.

Kendimi boğuluyor, boynunumdaki kör düğümlü bir ilmek her gün biraz daha daralıyor gibi hissediyor ve son bir ümitle o soğuk kapıların ardına götürülüyordum.
Yoğun Bakıma girdiğinizde üzerinizde ne varsa çıkarıyorlar, sadece sağlığınıza kavuşmanız halinde kalkacağınız bir yatağa yüzlerini göremediğiniz, beyaz tulumlarıyla melek olarak düşündüğünüz hemşireler tarafından yatırılıyorsunuz.
Artık iradeniz yok en net görebildiğiniz yer direk baktığınız yoğun bakımın tavanı. Sağınızda ve sonunuzda başkaları var. Hepsi entübe edilmiş, durumlarından habersiz dünyaya geldiklerinde olduğu gibi çırılçıplak yatıyorlar. Uyanmayı ve iyileşmeyi beklerken tek tek bu dünyadan gidişlerini izlemek, umutla geldiğiniz bu bölümün en güçlü sonucunun bu olduğunu gösteriyor.

Allahım sen merhamet edenlerin en merhametlisisin bana da merhamet et. Sağlığıma kavuşursam eskisinden çok daha iyi bir insan olmaya gayret edeceğime, dünya malını önemsemeyip daha çok insan ve gönül kazanmak için gayret edeceğime dair defalarca söz verdim. Sizler de dost kazanmaya bakın, dua almaya bakın. İnanın bu duayı kaç kez söylediğimi hatırlamıyorum. İnanın bu virüsün bulaştığı birisi için nefes alıp verebilmek çok zor. Ciğerleriniz parcalanır gibi oluyorsunuz. Bu yoğun bakım odasında entübe olanları görerek tedavi olmak mı bir şans, yoksa olmadan her şeyi görerek korku dolu günler geçirerek mi karar vermek çok zor. 
Bugün bunları söyleyebiliyorsam, entübe edilmeden o aşamaları geçmenin yaşattığı zorluk ve acıların yeniden hediye edilen yaşamın küçük bir bedeli olduğunu düşünüyorum.
Bugün her şeyden önce duamı geri çevirmeyip bana merhamet eden rabbime, günlerce yüzlerine hasret kaldığım hayallerini sevip özlemlerinden dolayı gözyaşlarımı yastığıma akıttığım, dua eden dost ve akrabalarıma sonsuz şükranlarımı sunuyorum ve diyorum ki hayat bir nefes, bir yaşamdır.

Lütfen hayatınızı ciddiye alın ve bu virüs ile tanışmamak için elinizden gelenin en falasını yapın. Ben 29 gün yaşam savaşı verdim, oradan biliyorum. Lütfen bu virüsten korunmak için ne yapıyorsanız 5 katını daha yapın.

Yorumlar

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol

banner51

banner34

banner38

banner57

banner33

banner37