Bizim memlekette oldum olası yol güzergahları berberinde sürekli tartışmaları da beraber getirmiştir, Bir taraftan bu yol güzergahlarının çevresi ile ilgili pek çok rivayetler anlatılırken bir taraftan da o güzergaha engel teşkil eden bina ve ağaçların durumu her zaman tartışma konusu olmuş halende olmaya devam etmektedir.
Son dönemlerin istismara en açık konusu bilindiği gibi “Ağaç kesimi” Kamuoyunda daha çok “Ağaç katliamı” olarak bilinen bu durum Televizyon kameralarının hazır bulunduğu hemen her yerde adeta seyrine doyum olmaz bir gösteri olarak takdim ediliyor.
Geçtiğimiz hafta İzmit’in Yahya Kaptan mahallesinde hayata geçirilecek olan ve ulaşım konusunda bütün vatandaşlara çok büyük kolaylıklar sağlayacak olan Tramvay yolunun güzergahına denk gelen ağaçların “yerlerinin değiştirilmesi” konusunda ortaya çıkan görüntüler aslında ağacı korumaktan çok “Gezi Parkının” yada “Yalova’nın” intikamını alma noktasında ortaya koyulan faaliyetlere benziyor gibi.
Çevreciliğin artık günümüzün en yükselen değeri olduğu bir noktada en azından dallarının altında serinleyebileceğimiz bir yada birden çok ağaca sahip olabilmek bizimde en büyük özlemimiz, hele hele betonun ağaca tercih edildiği bir bölgede yaşamanın ne kadar zor olduğunu bilen bir fikir adamı olarak “ağaç dikmenin her zaman sökmekten” daha iyi olabileceğini düşünüyoruz.
İşin birde başka bir boyutu var, biz “Gezi Olaylarının “ yaşandığı günlerde işin doğrusu olup bitenleri sadece televizyon başında yada Medya kuruluşları vasıtası ile takip etme yoluna gittik, Gezi Parkında yada Gezi parkının civarında pek fazla işimiz olmadığı için orada meselenin ağaç kesiminden çok daha önceden planlanan ve uygulamaya konulan bir eylem planı çerçevesinde gerçekleştirildiğini de az çok anlıyorduk.
Biz Ağaç sökülmesinin nasıl şart olduğunu yol güzergahlarına bulunan ağaçların sökülmesinin yada yerlerinin değiştirilmesinin nasıl vazgeçilmez olduğunu da Yalova girişinde olup bitenler sırasında yaşadık.
Yalova-Bursa-Balıkesir-Manisa-aydın-İzmir yada Muğla’ya gidebilmek için karayolunu takip eden İstanbul’dan yada Anadolu’dan aracına binip yola çıkan herkes Topçular vapur iskelesinden sonra Yalova’yı geçip yoluna devam etmenin hesabını yapıyor.
Hatırlayan okuyucularımız vardır, Eskihisar’dan yada İzmit Körfezinden Yalova’ya çok kısa bir sürede ulaşmayı başarabilen sürücüler hemen Yalova girişinde artık ihtiyacı karşılayamayacak hale gelen transit yolda binlerce metre uzunluğunda ki araç kuyruğundan kurtulabilmek adına son derece büyük bir mücadele veriyorlardı.
O dönem trafiği rahatlatmak adına yapılacak üst geçit öncesinde sayısını şu an hatırlayamayacağımız miktarda ağacın bulunduğu yerden kaldırılması ve başka yerlere nakledilmesi daha da sert bir ifade ile “kesilmesi” sırasında yaşanan olaylar bilindiği gibi bütün Türkiye’nin gündemine girmişti.
Biz Kızımızın Üniversite eğitimi dolayısı ile belirli zamanlarda Bursa’ya gidip gelmek zorunda olan bir vatandaşız, işte bu yolculuğumuzun uzun bir kısmı Eskihisar vapur iskelesinden inip Topçular iskelesinden çıkar çıkmaz muhatap olduğumuz “Araç kuyruğu” yüzünden zehir olmuş günlere denk geliyordu.
Artık Yalova Üst geçidinin tamamlanıp üst geçit önünde yolu daraltan ağaçların bulundukları yerden kaldırılmasına gelindiğinde kopan fırtınayı bizde bire bir yaşamak zorunda kalmıştık, yine Bursa’ya gitmek için Topçular iskelesinden hemen sonra başlayan araç kuyruğu yüzünden araçtan inmiş diğer sürücüler ile sohbet ederken yaşadığımız bir hadise karşısında “gülmek mi lazım yoksa ağlamak mı” şaşıp kalmıştık.
Yaklaşık 3-4 kilometre uzunluktaki araç trafiği yüzünden yolu yapmakla görevli vatandaşlara ağıza alınmayacak hakaretleri yapan bir araç sürücüsüne “Beyefendi görevliler çalışıyor ancak sizde görüyorsunuz sorun yol güzergahındaki ağaçlar, bu ağaçlar buradan kaldırılamadığı için böyle bir trafik sıkışıklığı meydana geliyor” dediğimizde vatandaşımız “Kardeşim trafiğin bu kadar yoğun olduğu bir bölgede 50 tane 100 tane ağacın hesabımı olur, ne kadar ağaç varsa hepsini kessinler bu trafik artık hepimizi çıldırtıyor” cevabını vermişti.
Sürücü tam bunları konuşurken bir anda yanı başımızda biten bir Televizyon kanalının muhabiri aynı sürücüye mikrofonu doğrulttuğunda sürücü buz kez “Ağaçlara yazık oluyor, bu ağaçlar kesilmesin biz yeşil bir çevre için burada saatlerce beklemeye razıyız..” şeklinde konuşmaya başlayınca gülmeye başladığımızı hatırlıyoruz.
Neticede Yalova yolunda trafiği engelleyen ağaçlar kaldırıldı, Topçular iskelesinden çıkan araçlar hiç beklemeden üst geçitten hızlı bir şekilde geçip Bursa istikametine doğru daha çabuk bir zamanda geçmenin keyfini yaşıyorlar.
Demek istediğimiz şudur, İzmit’in artık içinden çıkılamaz noktaya gelen trafiğini en azından belli bir süre rahatlatmak adına Tramvay olmazsa olmaz bir ilaçtır, vatandaşın hayatını kolaylaştırmaya matuf yapılacak her hizmetinde az-çok bir maliyeti bulunmaktadır, buradaki maliyette işin ekonomik yanı bir tarafa o güzergahtan kaldırılması gereken ağaçlardır.
Biz Kocaeli Büyükşehir Belediye başkanı İbrahim Karaosmanoğlu’nun, Başkan Vekili Zekeriya Özak’ın Genel Sekreter yardımcısı Dr.Tahir Büyükakın’ın, Bölgeyi çok iyi bilen ve güzergahın hayata geçirilmesi noktasında büyük emeği olan Genel Sekreter yardımcısı Gökmen Mengüç’ün, İmar Daire Başkanı Osman Günler’in çevre ve ağaçlar konusundaki hassasiyetlerini çok iyi bildiğimizden “ağaç katliamı yapılıyor” diye feveran edenlerin biraz gösteri amaçlı hareket ettiklerini düşünüyoruz.
“Ağaçlar kesilmesin” Eyvallah
“Çevre tahrip edilmesin” Tamam
“Yeşil alanlar kapatılmasın” yüzde yüz doğru
Ama sabah-akşam işine gidip gelmek zorunda kalan-Trafikten bunalan, gidip geleceği yere en çabuk şekilde ulaşmak isteyen bizim gibi vatandaşlar ile ağaçlar arasında da küçük bir tercihin bizden yana kullanılmasını istemek bizimde hakkımız olsa gerek.
Bizde vergi veriyoruz, bizde bu memleket için kafa yoruyoruz, eylem yapmıyoruz, ağaçlara çıkmıyoruz diye bildiğimiz tabir ile “Hiç kimse Yörük sırtından Kurban kesmesin” artık zorumuza gidiyor.